Merhabalar, size bu blog yazımızda deniz canlılarının ve bazı yosun türleri ağır metal içerir mi ve içeriyorlarsa nedenleri nelerdir? Sorularına cevap bulmak isteriz.
Uluslararası yapılmış birçok araştırma Dünyamızın her geçen gün daha kirlendiğini ve bu kirliliğin en çok birikim alanlarının denizler ve okyanuslar olduğunu gösteriyor. Bu nedenle “Birçok deniz canlısı artık faydadan çok zarar mı taşıyor?” sorusunu birçoğumuz sorgulamaya başladık. Özellikle son yıllarda okyanuslarda bazı araştırmacı vakıfların ortaya çıkardıkları sonuçlar ne yazık ki ürkütücü seviyelere geldiğimizin ispatı niteliğinde! Peki bu ürkütücü sonuçlar bizim deniz canlılarını tüketmeyeceğimiz anlamı taşır mı?
Aslında bu sorunun 2 yönlü cevabı var.
Deniz ve okyanusların derinliklerinde yaşayan birçok su canlısı deniz suyunu süzerek beslenmeleri nedeniyle ağır metallere tutunma ve bünyelerinde barındırma ihtimalleri çok daha yüksektir. Ülkemizde en çok tüketilen kabuklu deniz canlısı olarak bilinen midyenin de bu tartışmalara konu olması bu problemin en iyi örneklerindendir.
Ağır metal ve toksin açısından daha güvenilir su canlıları; yaşam alanlarından uzak doğal yetiştirme çiftliklerinde ve kültür havuzlarında yetişen ve yine yaşam alanlarından uzak bölgelerde doğal olarak yaşamını sürdüren canlılar olarak bilinmektedir. Bu tarz ortamlarda yetişen deniz canlılarının henüz hayatımızı tehlikeye atacak oranda ağır metal, mikro plastik ve toksin barındırdığına dair geniş çalışmalar ve ispatlar bulunmamaktadır.
Tüm su canlılarının doğal yaşam döngüsünün sürdürülebilir kılınması amacıyla son yıllarda oluşan farkındalık sayesinde birçok geri dönüşüm programı devreye alınmış, denizlere kimyasal atık bırakan taşıt ve fabrikalar mercek altına alınmış ve ağır yaptırımlar başlamıştır. Ülkemizde Sıfır Atık projesi olarak hayata geçmiş olması da bunun önemli bir örneğidir.
Elbette bu düzelmenin bozulma kadar hızlı olmayacağının farkında olmamız ve bu sebeple yaşadığımız ve bize tüm yaşam kaynaklarımızı sunan doğayı daha iyi değerlendirmemizin doğal sorumluluklarımız arasında olduğunu unutmamak gerekmektedir.
Özellikle karbondioksit, su, azot, fosfor vb. inorganik maddeleri tüketerek organik üretimi seven spirulina türevi algler için aynı tehlike geçerli mi?
Bilinenin aksine spirulina gibi mikroalg ailesine mensup yosunların vücuttan ağır metal atımına destek sağladığını gösterir birçok bilimsel çalışma yapılmıştır.Kaynakça
Konuya farklı bir açıdan bakmak gerekirse mikroalgler yüzyıllardır denizlerimizin ve okyanuslarımızın hayatta kalmasında önemli rol oynayan ve dünyamızın ana oksijen kaynağını oluşturmayı başarmış mucizevi canlılardır. Kimi bilim insanlarına göre mikroalgler aslında dünyanın oluşumunda temel vazifeyi sağlayan canlılar olarak biliniyor. Yosun türü olarak adlandırılan Mikroagler güneş ve bazı inorganik maddeleri kullanarak karbonhidrat, protein, yağ asitleri üretebilen tabiri yerinde ise çevreci fabrikalardır. Ve bu özellikleri sayesinde ilaçtan, gıdaya, enerjiden endüstriye birçok alanda kullanılmaları da başka önemli özellikleri arasındadır.Kaynakça
Bu yönleriyle ele alındıklarında temiz ve arılığından emin olunmayan denizler, göl ve su kaynaklarında yetiştirilen bazı yosun türlerinin ağır metal barındırmaları kaçınılmazdır. Fakat ülkemizde üretilen ve ithalatına izin verilen spirulina, chlorella gibi ürünlerin gıda olarak satılabilmesi ve tüketilebilmesi için belirli değerleri sağlaması ve bakanlık tarafından izne tabi olması gerekmektedir. Özellikle ülkemizde ki tarım il müdürlükleri bu konuda katı kurallarla denetleme yapılmaktadır. Elbette bu durum yurtiçi ve yurtdışında üretilen ve satılan her ürünün ne yazık ki tam anlamıyla doğru ürün olduğu anlamına gelmemektedir.
Bunları göz önünde bulundurarak doğru ürüne ulaşmanın en doğru yolu devlet otoritelerince akredite olmuş laboratuvarlarda yaptırılmış ağır metal ve mikrobiyoloji analizlerinin yanı sıra GMP, HALAL, HACCP vb. uluslararası gıda kuruluşlarınca belge almaya hak kazanmış gıda firmalarından ürün temini sağlamaktır. Ve ülkemizde bazı firmalar şeffaflık ilkesi gereğince bu belge ve analizleri tüketicileriyle belirli dönemlerde paylaşarak bu konuda yaşanan tedirginliği ortadan kaldırmayı hedeflemektedirler.
Örnek kalite sertifikalarına aşağıdaki linklerden ulaşabilirsiniz.
https://www.algolina.com/sertifikalarimiz
Not: İlaç değildir. Hastalıkların önlenmesi veya tedavi edilmesi amacıyla kullanılmaz. Hamilelik ve emzirme dönemi ile hastalık veya ilaç kullanımlarında doktorunuza danışın.